Lingua Matik’e hoşgeldiniz. Bugünkü konumuzun adı İngilizceyi nasıl daha hızlı konuşuruz. Ama şunun ayrımını iyi yapmalıyız. Hızlı konuşmak mı yoksa birleştirerek konuşmak mı? Aslında karşımızdaki biri konuşurken hızlı konuşmaktan ziyade bazı kelime ve ifadeleri birleştirerek konuştukları için biz onları anlamakta zorluk çekiyoruz.
Genel bir algı vardır. Nativeler cok hızlı konuşuyor o yüzden ne dediklerini anlayamıyorum diye. Ama aslında olan hızlı konuşmaktan ziyade kelimeleri birbirine bağlayarak konuşuyorlar. Yani ayrı ayrı tek tek söylemek yerine bazı heceleri birleştiriyorlar, yutuyorlar ve bizim anlamamızı zorlaştırabiliyorlar. İşte bugün sizlere konuşurken yapılan bu birleştirmelerin mantığını öğreneceğiz ki neler olduğunu iyi anlayın.
Başlamadan önce lütfen şunu aklınızda tutun. Daha akıcı ve hızlı konuşmak çok fazla zaman ve pratik ister. Yani hemen pat diye olmaz. Muhakkak deneye deneye oturacaktır. Ama denemeniz ve vereceğim bu teknikleri uygulamanız çok önemli.
İngilizcede Sıkça Yapılan LINKING Nedir?
What do you do? sorusunu ele alalım.
Bir native bunu what-do-you-do! şeklinde tek tek söylemez. Aslında “whadyudu?” şeklinde duyarsınız. (Yukarıdaki videoya tıklayarak telaffuzunu tam olacak duyabilirsiniz.)
İşte bu tür bazı harfleri yutarak kelimeleri birleştirmeye LINKING denir. “Link” bağlamak, bağlantı anlamındadır yani kelimeleri birbirine bağlama.
LINKING TÜRLERİ
İngilizcede ünsüzle biten bir kelimeye ünlü ile başlayan bir kelime ya da ses gelirse, linking yapılır.
Örnek 1:
YAZILIŞI: Ten hours a day
OKUNUŞU: te naur ze day
ÖRNEK 2:
YAZILIŞI: It’s his apple.
OKUNUŞU: its hi zapel.
Kelimenin sonundaki -k yada -t harfleri tam olarak söylenmez. h sesini çıkarırcasına durularak ardından gelen kelimeye geçilir.
ÖRNEK 1:
YAZILIŞI: Black coffee
OKUNUŞU: Blah kofi
Örnek 2:
YAZILIŞI: What can I do?
OKUNUŞU: Whah kenay du?
T sesi iki ünlü arasında olduğunda d sesine dönüşür.
ÖRNEK 1:
YAZILIŞI: What I think is that….
OKUNUŞU: Wa day think…
ÖRNEK 2:
YAZILIŞI: What is it?
OKUNUŞU: Wha di zit?
ÖRNEK 3:
YAZILIŞI: Forget about it.
OKUNUŞU: Forge de bou dit.
ÖRNEK 4:
YAZILIŞI: Not at all.
OKUNUŞU: no da dall.
“Going to” ve “Want to” uzun uzun söylenmez ve gonna ve wanna olur.
Siz şöyle bir cümle duymayı beklebilirsiniz.
YAZILIŞI: I’m going to do some shopping.
Ama aslında duyduğunuz şöyledir;
OKUNUŞU: I’m gonna do some shopping.
Aynı şekilde;
- You’re gonna
- We’re gonna
- They’re gonna
- He’s gonna
- She’s gonna
Tüm bu linking in altında yatan sebep tabii ki yine günlük hayattaki pratiklik.
THE TELAFFUZU
“The” duh seklinde telaffuz edilebiliyor.
ÖRNEK:
YAZILIŞI: What s the weather?
OKUNUŞU: Whahs dah weather?
DO YOU? TELAFFUZU SİZİ ŞAŞIRTACAK!
Do you ifadesini sadece ‘dʒə’ yani “cı” seklinde duyabilirsiniz.
ÖRNEK 1:
YAZILIŞI: Do you want to go for a coffee?
OKUNUŞU: cı wanna go for a coffee?
ÖRNEK 2:
YAZILIŞI: What do you do?
OKUNUŞU: whah cı du?
Bu sesi şu kelime grupları ile pratik yapabilirsin.
- Do you have? (Cı have?)
- Do you like? (Cı like?)
- What do you like? (Whah cı like?)
T ve d nin ve d ve y nin bir araya gelmesiyle “c-ç” sesi çıkar.
ÖRNEK 1:
YAZILIŞI: What do you do?
OKUNUŞU: Waç you do?
ÖRNEK 2:
YAZILIŞI: Would you like that?
OKUNUŞU: Waç you do?
Örnek 3:
YAZILIŞI:What did you do?
OKUNUŞU: whac cic yu du?
“Let me” ifadesi gibi lemme “give me” gimme diye okunur.
YAZILIŞI: Let me go
OKUNUŞU: Lemme go
T harfi bazen işleri zorlaştırabiliyor.
Eğer iki ünlünün arasındaysa d sessine benzer çıkar.
YAZILIŞI: Letter, water, city, better, little, eighty, settle down, thirty,
OKUNUŞU: leder, wader, cidy, beder, lidl, eigdy, sedle down, thirdy.
Kelimeleri birbirine sıkıştırarak bazı hafler yutulur.
YAZILIŞI: Comfortable
OKUNUŞU: (comf ti bıl)
YAZILIŞI: inter
OKUNUŞU: inır
Eğer native leri anlamak istiyorsanız, daha hızlı konuşmak istiyorsanız bu bahsettiklerime dikkat etmeye çalışın. Tabii ki bu biraz zaman alacak. Ama deneye deneye olacak.
Size bir ödev verelim. Bahsettiğim bu kurallara dair birkaç örnekte yorumlarda sizden bekliyorum. Ya da aklınıza gelen başka bir teknik varsa ondan da bahsedebilirsiniz.
Bu konu anlatımının videosunu buraya bırakıyorum.